Mimaride Post-Yapısalcılık, 20. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan, geleneksel mimari pratiklerin otoritesini reddeden ve tasarıma daha akıcı, uyarlanabilir bir yaklaşımı destekleyen bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, bir binanın bulunduğu bağlamın önemini vurgular ve herhangi bir inşa edilmiş yapının daha geniş bir sosyal, kültürel ve politik ilişkiler ağının parçası olarak görülmesi gerektiğini savunur. Post-yapısalcı mimarlar, mimaride geleneksel biçim, işlev ve anlam kavramlarına meydan okumak için genellikle parçalama, katmanlama ve yapısöküm gibi teknikleri kullanır. Genel olarak, post-yapısalcı mimarinin amacı, içinde yaşayan insanların ihtiyaç ve isteklerine daha duyarlı ve çağdaş toplumun karmaşıklıklarını ve çelişkilerini yansıtan binalar yaratmaktır.
Yayın tarihi: